24 Nisan 2009 Cuma

herşey dahil beş sene

dolu dolu geçen beş yıllık üniversite hayatının sonu. biri bana bunları bunları yaşayacaksın deseydi "sadece masallarda olur" derdim. ama yaşadım.hem de masal kahramanlarını özendirecek şekilde yaşadım. dolu dolu...
içinde her şey vardı. güven, ihanet, aldatmak, paylaşmak, mutluluk, kalp ağrısı,çılgınlık , delilik her şey...
herşey dahil beş yıllık bir programdı bu ve bir kez bile pişman etmedi bizi. bir saniye bile lanet etmedik, keşke demedik. "iyi ki'lerimiz o kadar çoktu ki, bu masalda üzüntünün süresi en fazla 2 gündü. şimdi yavaş yavaş son sayfaya geliyoruz. hiç bitmesin istediğin bir filmin son sahnesi gibi. hep çalsa dediğin şarkı gibi.

acaba gökten kaç elma düşecek ve kaçımız yiyebilecek onu? ve kimlere yarayacak bu elma, kimlere dokunacak?




14 Nisan 2009 Salı

tanımlanamayan boşluk

bilmiyordum içimdeki boşluğun nedenini.
boşluğa isim takmaca oynadım kendi kendime. yalnızlık? yanlışlık? zamansızlık ? yanlış tesadüf? neydi ne olmalıydı üzüldüğüm şeyin adı? bilemedim...

bilmek de istemedim belki. çünkü adını koyarsam çözümünü de bulacaktım. ve çözümünü bulursam , o boşluk artık benim olmayacaktı...

12 Nisan 2009 Pazar

duygu artıkları

yürürken düşünüyordu . düşünmek değildi aslında tan olarak; kafasından geçen yüzlerce kareydi, yüzlerce "an"dı. film sahneleri gibi anlamlı,görkemli olmasına gerek yoktu. çocuk merhaba demişti kız gülümsemişti. çocuk elini kızın beline dolamıştı kız kızarmıştı, çocuk havaya bakmıştı ,kız ona.. hiçbir anlamı olmasa da yürürken düşünüyordu işte.

anlamı olmasa da hisler vardı. hissetmeyi özlemişti belki de.hissizleşmeten korktuğu için elinde kalan tek şeyle yetinmek zorundaydı. duyguları olmadan o bir hiçti ve şimdi neredeyse onu kaybetmek üzereydi. gimesine izin vermemek için en son kırıntıları kullanıyordu işte.
hepsi bu...

7 Nisan 2009 Salı

beyindeki boşluk

güzel bir nisan akşamında yapılacak , seni mutlu edecek pek çok şey vardır.
hatta akşamlardan nisan olduğunu bilmek bile yeter içini kıpırdatmaya.

"peki o zaman nedir bu içimdeki anlamsız boşluk?" diye soracak olanlara verilecek en güzel cevap "boşluk senin beyninde." olacaktır ki bu yazı ben ve benim gibi beyni boş bomboş olanlara yazılmıştır.

allah gözünü doyursun. daha ne istiyorsun. fıstık gibi bir şehirde okuyorsun ve fıstık gibi bir hayatın var. en güzel bölümdesin , çevren senin kafadan arkadaşlarınla dolu. her gece dışardasın yediğin önünde yemediğin arkanda. ailen ne istesen yapıyor. sağlıklısın güzelsin istediğin şeyi elde edecek kadar zekisin, espiri yeteneğin var yazı yazıp derdini anlatacak kapasiteye sahipsin. güzel yemek yapan bir ev arkadaşın var. kolbastı oynayabileceğin orda burda çıldırabilceceğin ekürilerin var.
istersen bornozla gezebileceğin herşeyin normal karşılandığı bir şehirde yaşıyorsun.abaza erkek yok rahatsız edeni yok ...

o zaman nedir bu uzaklaras dalmalar artistlikler durup durup düşünmeler... yok kafam bozuklar , içimde kocaman bir boşluk varlar, ben anlatsam siz anlamazsınızlar...

şımarmayınız efendim. bulmuşsanız bunamayınız lütfen. adam olunuz ergen triplerinden kurtulunuz. eğer çok sıkılırsanız takvime bakınız nisan ayında olduğumuzu görüp susunuz.

gereksiz açıklama: bu yazının ana fikri "don't worry be happy" şeklinde açıklanabilir