işler yolunda gitmiyorken hiçbir şeyin düzelmeyeceğinden;
işler yolundayken her şeyin bozulacağından korkarım.
param azken halime, param çokken açların haline üzülürüm.
bir işe yeterince çalışmamışsam ortaya çıkmasından;
çok çalışmışsam boşa gitmesinden korkarım.
sevdiğim beni sevmezse neden sevmediğini;
çok severse neyimi sevdiğini takarım.
yalnızken çiftlere;
sevgilim varken kabuğuma çekilmeye özenirim.
çok işim varsa çalışmaktan,
hiç işim yoksa boş durmaktan yakınırım.
bir şeyleri kafaya çok taktığımda kendime,
hiç takmadığımda yine kendime kızarım.
ben böyleyim. garip bir insanım. ya da belki sadece insanım...
skip to main |
skip to sidebar
Yine işi eve attım. Bakalım daha kaç hafta sonunu kafamda sloganlar, isimler, saçma sapan kelimeler, "acaba yetişecek mi?"lerle geçireceğim.
Benimkiler biraz fazla...
* Beni kesen deli teyzeler.
* Hamam böcekleri
* Ağustos ayında Adana'ya gelmek.
* Köşede beni bekleyen köpek çetesi
* Yan masada çıkan kavgada bardağın fırlayıp kafama gelmesi
* Kafama zıplayacakmış gibi bakan kedi.
* Sürekli beni öven insan
* "Sendeki güzellik bende olsa..." diye cümleye başlayan kız
* Sürekli çocuklarının başarısından bahseden anne
* Tükürerek bana doğru gelen erkek çocuğu
* Siyah camlı Şahin
* Önünden geçmek zorunda olduğun bakkalın önünde oturan esmer delikanlılar
24 Ağustos 2010 Salı
15 Ağustos 2010 Pazar
çalışmak sevmekten daha zor geliyor.
Bir pazar gecesi sınamasını daha başarıyla geçtim.
Yine işi eve attım. Bakalım daha kaç hafta sonunu kafamda sloganlar, isimler, saçma sapan kelimeler, "acaba yetişecek mi?"lerle geçireceğim.
Keşke aklım fikrim işte olsa da, hafta sonları yanıma almasam.
12 Ağustos 2010 Perşembe
başlık attım tuttu.
sıkıntıdan öldüm. ölümden döndüm. döndüğümde seni gördüm. gördüğüme sevindim. sevincim kursağımda kaldı. kalsaydın dedim. derken sıkıldım. sıkıntıdan öldüm...
11 Ağustos 2010 Çarşamba
Beni ben yapan sadece ben mi?
Çok param olsa da aynı insan olur muydum acaba?
Ya da kimsenin beni tanımadığı bir şehre yerleşsem tek başıma... Yine aynı şeyleri mi yapardım?
Mesela bu blogu kimse bilmese, aynı cümleleri mi yazardım?
Başka bir ülkede doğsam hangi dine inanırdım? İnanır mıydım ya da?
Annem bir dilenci olsa bu kadar iyimser bakabilir miydim hayata?
9 Ağustos 2010 Pazartesi
Güzellik Kullanma Kılavuzu
Güzelliğini kullanarak bir erkeği tavlamak şike yapmak gibi değil mi?
Bir erkeği kendine aşık etmenin en ucuz yolu dişiliğini kullanmaktır. Öte yandan en etkilisidir de. Çünkü erkekler de ucuzdur. Basittir. Senin stratejilerine, tekniklerine değmeyecek kadar hem de...
Aslında bazen düşünüyorum da, insan en güzel çağındayken güzelliğini kullanmalı. Çünkü sanırım zekayı kullanma yaşı, güzelliği kaybettikten sonra başlıyor.
4 Ağustos 2010 Çarşamba
Herkesin bir fobisi vardır.
Benimkiler biraz fazla...
* Beni kesen deli teyzeler.
* Hamam böcekleri
* Ağustos ayında Adana'ya gelmek.
* Köşede beni bekleyen köpek çetesi
* Yan masada çıkan kavgada bardağın fırlayıp kafama gelmesi
* Kafama zıplayacakmış gibi bakan kedi.
* Sürekli beni öven insan
* "Sendeki güzellik bende olsa..." diye cümleye başlayan kız
* Sürekli çocuklarının başarısından bahseden anne
* Tükürerek bana doğru gelen erkek çocuğu
* Siyah camlı Şahin
* Önünden geçmek zorunda olduğun bakkalın önünde oturan esmer delikanlılar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Copyright © 2009 Yaz kızım | Design: Luka Cvrk | BloggerTemplate Converted by BloggerThemes.Net