10 Mayıs 2009 Pazar

hayale giden araç hangisi?

bir çocukla tanıştım dün. benden bir yaş küçük. sessiz sakin kendi halinde. sanırım uyuşturucu bağımlısı. bütün gün yanyana olmamıza rağmen tek bir kelime etmedi. ondan duyduğum tek cümle sigara var mı? oldu.

bütün gün uzaklara bakıp neyi düşündüğünü sordum. "hiçbir şey" dedi "ben biraz salağımdır hiçbir şey düşünmem öylece bakarım uzaklara" dedi. salak olanların asla bunu kabul etmediklerini bildiğim halde sustum. gülümsedim. "bende de biraz mallık var aslında" dedim. "ben de öylece bakmayı severim" gülümsedi ama bir şey söylemedi.

akşam dönüş yolunda vapurdaydık. öylece denizi izlerken yakaladım onu. "nereye gitmek isterdin diye sordum" "bilmem" dedi, "nereye gittiğinin bir önemi yok nasıl hissettiğin önemli".
sustum . "peki ne meslek yapmak isterdin?" dedim " hiçbir şey olmak istemezdim." "sadece asgari param olsun gezeyim dedi." sıkılırsın ama" dedim. "dünyada gezecek o kadar yer var ki? sence insanın ömrü yeter mi ki sıkılsın " dedi?

düşündüm. evet insan sıkılmaz . çalışmak zorunda değilsin. tüm bu kuralları kim koyuyor? okula git üniversite oku, sonra okuyabildiğin kadar daha oku. bir işe gir çalış, yüksel sonra daha da yüksel hep çalış ki paran olsun.
peki neden param olsun? ben bir işe neden gireyim? tek amacım çalışmak mı? ya da tüm amaç para mı?

hayır. şimdi daha iyi anlıyorum . para da iş de bir araç olmalı yaşamak için. gözünü kariyer ve para bürümüş onca insan ne kadar mutlular acaba? bunları ne için yaptıklarını sorguluyorlar mı?

herkesin unuttuğu bir şey var :"hayal"
bize yıllar yılı okumamızı iş sahibi olmamızı öğütleyenler neden bundan bahsetmediler? bunların sadece hayallerimiz için gerekli oldugunu neden öğretmediler?

doktor olmak değil hayal, kazanacağın parayla gidip Moracco'da yaşayabilmektir.

profesör olmak değil hayal, o "salak" çocuk gibi dünyayı gezmeyi istemektir.

0 yorum: