skip to main |
skip to sidebar
facebook lütfen çık hayatımdan! ben senden ayrılamıyorum lütfen sen terk et beni. üç gün ağlarım iki hafta depresyona girerim ama sonra atlatırım. nefret ettim senden. hem ne zaman hayatıma girdin ki sen ya? çaktırmadan parça parça eşya getirip eve yerleşen sevgili gibisin. sinsi ve stratejik. yılansın yılan.
albümlerimizin çoğunu yaktım. gücümü toplayabilirsem diğerlerini de yakacam.
yavşaksın yeminle. sayende bir akşam bir ortamda tesadüfen denk geldiğim sırıtık çocuk ertesi gün bütün hayatımı öğrenebiliyor. ne kadar cool takılsam da bütün o iletilerimi okuyan insanlar ne mal olduğumu anlıyor. karizmamı çiziyorsun.
hoş bulduğum çocukların yandan kendini çektiği profil fotolarını görünce tiksiniyorum onlardan. şu de'i da'yı ayırmamış, bu çok fazla smiley kullanmış, bu her boku çekip facebooka koymuş, derken senin yüzünden kimseyi beğenemiyorum.
senle harcadığım saatlerde şu bloga birşeyler yazsaydım belki şimdiye milyonlarca okurum olurdu.
ama en kötüsü ne biliyor musun? ben bu yazıyı yazdım ya onu da senin üzerinden yayınlayacağım.
varlığın da yokluğun da yetmiyor be facebook. dur ben bunu iletime yazayım.
7 Mart 2010 Pazar
konuşmamız gerek facebook
facebook lütfen çık hayatımdan! ben senden ayrılamıyorum lütfen sen terk et beni. üç gün ağlarım iki hafta depresyona girerim ama sonra atlatırım. nefret ettim senden. hem ne zaman hayatıma girdin ki sen ya? çaktırmadan parça parça eşya getirip eve yerleşen sevgili gibisin. sinsi ve stratejik. yılansın yılan.
albümlerimizin çoğunu yaktım. gücümü toplayabilirsem diğerlerini de yakacam.
yavşaksın yeminle. sayende bir akşam bir ortamda tesadüfen denk geldiğim sırıtık çocuk ertesi gün bütün hayatımı öğrenebiliyor. ne kadar cool takılsam da bütün o iletilerimi okuyan insanlar ne mal olduğumu anlıyor. karizmamı çiziyorsun.
hoş bulduğum çocukların yandan kendini çektiği profil fotolarını görünce tiksiniyorum onlardan. şu de'i da'yı ayırmamış, bu çok fazla smiley kullanmış, bu her boku çekip facebooka koymuş, derken senin yüzünden kimseyi beğenemiyorum.
senle harcadığım saatlerde şu bloga birşeyler yazsaydım belki şimdiye milyonlarca okurum olurdu.
ama en kötüsü ne biliyor musun? ben bu yazıyı yazdım ya onu da senin üzerinden yayınlayacağım.
varlığın da yokluğun da yetmiyor be facebook. dur ben bunu iletime yazayım.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
hangisi daha yalan?
ne peki?
ben gülüyor muyum?
aşağıdakilerden hangisi?
güzel günler?
maziye bir bakıver
-
▼
2010
(105)
-
▼
Mart
(15)
- aylardan aşk
- küçükkenki zenginlik ölçütlerim
- hikayeme başlarken
- güneş, gözünü benden alamıyorsun farkındayım.
- mektup
- "Bir kişi bile değilim yalnızlıktan."
- neden için siyahlamış arkadaş?
- sanat filmi kıvamında
- hayatım kıvırcıktı benim
- gelinim olur musun?
- çirkin karizması
- sen gerçek palyaço değilsin!
- 8 Mart
- konuşmamız gerek facebook
- erkeklerle büyüyen kız çocuğu
-
▼
Mart
(15)
sayın seyirciler
http://twitter.com/#!/arslanulkunur
Copyright © 2009 Yaz kızım | Design: Luka Cvrk | BloggerTemplate Converted by BloggerThemes.Net
8 yorum:
Bu ne yaman çelişki allahım!!
Onun yüzünden ilişkiler bitiyor, ilişkiler başlıyor, arkadaşlar buluşmak için facebooktan mesajlaşıyor... Bize neler oluyooor??!!
"konuşmamız gerek" cümlesinin ardından "hamileyim" gelmesin :)) kurtul ondan :p
:) valla haklısın. tedbirli olunmalı. ama şu meret kaleyi içten fethetti. anne-babamı bile tavladı. iş ciddiye bindi artık :(
facebook insanı daha o anlamadan yakalar sonrada umutsuz bırakır hayattan koparır...onun yuzunden gözlerini kan canagı halinde kendini de uykusuz gecelerin insanı olarak bulursun...sana once herseyın fazlasını sunar sonra applicationlarla kanını emer...hep bir notification beklerken bulursun kendını ama o kırmızı bayrak hıc görınmez istedigin diyarlardan...
facebook kendını fazla verirsen bu ilişkiye giderek seni sıkar ama asla ondan ayrılamazsın ya bir gun die beklersin...onsuz hayat bos gelir,boş yere zaman harcarsın...
:) her cümlene katılıyorum!
hepsi boşluktan sayın yazar.
"feeling the blanks" o zaman :)
kurtulamazsınız! nihaohahahaa!
Yorum Gönder